erken seçim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
erken seçim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Nisan 2018 Cuma

“Metal Yorgunları" ve Muhalefet

Metal yorgunluğu:
24 Haziran 2018 “erken seçim” kararını alan Recep Tayyip Erdoğan;
-15 Mart 2009’da erken seçim istemek, “vatan hainliğidir”…
-8 Ocak 2010’da; “Dünyanın gelişmiş ülkelerinde erken seçim diye bir mantık, bir anlayış yoktur. Bu geri kalmışlığın alametidir”…
-29 Ekim 2017’de “Neyin erken seçimini istiyorsun ya? Daktilolar başbakanlığın önünde fırlatılmıyor ki böyle bir durum yok. O bunların geçmişinde vardı. Herkes aç susuz öyle bir noktaya gelmişti.” demiş...
-Ve Kasım 2017’de de AKP iktidarını, “metal yorgunu” ilan etmişti.

Sn. Erdoğan, tüm bu sözlerini unutmuş olacak ki, seçime bir buçuk yıl kala “erken seçim” kararı almak zorunda kaldı. (Aslında bu ilan, metal yorgunluğunun tüm kılcal damarlara kadar yayıldığının bir göstergesi idi.). 

Çünkü çıkar düzenini sürdürmek için yaratmış olduğu korku iklimi, artık ne içerideki çok büyük sosyal ve ekonomik sorunlara, ne de dış dünyadaki yalnızlığımıza çare  olamıyordu. 

Oysa daha önceleri bu gidişin felaket olduğunu söyleyen pek çok kişi ve kurum olmuştu. Onları dinlemedikleri gibi OHAL, KHK ve güvenlikçi anlayışlarla, yandaş medya ile oluşturulan algılar desteğinde operasyonlar başlattılar. 

Yüzbinleri gerekçesiz, sorgusuz, sualsiz olarak işsiz bıraktılar, tutukladılar... Bunlarla da yetinmeyip hem içeride, hem dışarıda kimi zaman “harekât”, kimi zaman “savaş” dedikleri uygulamalarla ülke kaynaklarını militarist amaçlarla heba ettiler. Kuvvetler ayrılığını, demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü, laikliği, çağdaş eğitimi ve ayrıştırarak toplumsal bütünlüğü bitirdiler. 

Böylece, halkımıza büyük acılar yaşatıp, kayıplara, ölümlere neden oldular. 

Tüm bunların nedeni de; olup bitenleri gizlemek, uyuyanları uyandırmamak, böylece; iktidarlarını uzun ömürlü kılmak idi. O da olmadı, başaramadılar ve erken seçim dediler...

Ülkenin her zerresine sinmiş olan bir yorgunluk ve çürümüşlük var. Artık tek adam iktidarı da, muhalefet de, yani herkes bundan kurtulmak istiyor.

Ama bu ölümcül hastalıktan kurtulmak isteyenlerin; anlayış, amaç ve yöntemleri çok farklı:

Kimileri (ki bunlar, şimdiki iktidar ve onun himayesine girenler) bazı ufak faktör ve aktörleri değiştirerek, ufak tefek onarım ile tedavilerde bulunarak, yeni yeni algılar oluşturarak… Özetle hile ve hamaset yaparak ömürlerini uzatmak istiyorlar.  

Kimileri (ki bunlar, mevcut iktidarın ötelediği, itelediği ve saflarına katamadıkları) de parça parça olmuş durumda. Tek adam rejimine karşı durur gibi olsalar da, kendilerine kurtarıcı olarak bula, bula bir GÜL bulmuşlar. O Gül ki; bu iktidarın yol arkadaşı olarak beraber yürümüş, sorumlu makamda iken iktidarın tüm adaletsizlik ve hukuksuzluklarına onay vermiş birisi...

Neymiş efendim olanlara alkış tutmamış, sadece susmuş… Bundandır ki aynı öğreti ve aynı amaçlara sahip olan Gül’ün kurtarıcılığına talip olmuşlar…

Oysa destek isteyip oylarını talep edecekleri kişi/grup o kadar çok ki, bazılarını hatırlatayım bari:
  • Büyük acılar yaşayan Kürtler ve ötekileştirilmek istenen HDP, 
  • Diyanetin Sünni hışmına uğramış Aleviler,
  • Deresi, ormanı, madeni, fabrikaları peşkeş çekilmişler,
  • İşçiler, memurlar, işsizler, köylüler akademisyenler, gazeteciler...
  • Ortaçağ eğitimine mecbur edilmiş öğrenciler, öğretmenler, veliler…
  • Kadınlar…
  • Çocuklarını arayan, çevreci ve başka çocuklar ölmesin diyen anneler,
  • Son dört yılda iflas etmiş 430.275 esnaf, sefalet içindeki emekliler... 
  • Hapishanelerdeki seçilmişler, gazeteciler ve 65 bin öğrenci... 
  • Köle gibi taşerona teslim edilmiş emekçiler... 
  • ... 
Özetle yurdumuzda, haksız, hukuksuz, adaletsiz olarak; özgürlüğü ve mesleği alınarak, çocukları ile birlikte açlığa mahkûm edilen milyonlar var.

Ey muhalefet!... Siz bu mağdur milyonların kapılarına gidip, onları anladığınızı, çareler bulacağınızı söylemek yerine, neden tutturmuş tüm bu yaşananlara susarak onay veren dikensiz ve suskun bir GÜL(!)'den çare bekliyosunuz?

Ey muhalefet!... Yaşanan tüm olumsuzlukların nedeni olan tek adam, hazır, kendilerini metal yorgunu ilan etmişken, ayrıca toplumsal ve ekonomik kriz nedeniyle erken seçime gitmek zorunda kalmışken... Neden bu şansı kullanmıyorsunuz?

Ey muhalefet!... Neden, egonuz ve grupçu anlayışınızın sizi attığı girdaptan çıkıp, halk ile kucaklaşma yollarını aramıyorsunuz?

Ey muhalefet!... Bakanız, AKP ve MHP çıkar birliğini kurmuş. Peki, Siz neden, tüm paydaşlarla güç birliği yaparak; hak, hukuk, adalet, demokrasi ve insanca yaşamanın önündeki engelleri yok etmeye çalışmıyorsunuz?

Ey muhalefet!... Halkımızın; "tek adam rejimi"nden kurtulmak için, başka bir "tek adam"değil, tüm toplumu kucaklayacak bir ekibe ve ekip çalıştırıcısı bir lidere ihtiyacı var. O ekibi ve lideri arayıp bulunuz. 

Ey muhalefet!... Bir Kazak atasözü var ki, hiç unutmayınız:

“Parmak elle kımıldar.” 

24 Haziran'da el ele verip kımıldamaya, sandıklara!.. 

Haydi hep birlikte silkelemeye... 

Silkeleyin düşecekler!… 


Yazarın diğer yazıları için tıklayınız