Hukuksal yönden aydınlatma ertelendi, bir de seçim geçti
üstünden. Baktılar olmayacak bir şeyler yapmak gerek. Topladılar meclisi hem
de, tatil olduğu gününde, amaç; halka duyurmamak, saklamak konuşmaları, dosyaları...
Zaman iletişim çağı, bu oyun da sonuçsuz kaldı. Görüverdik,
duyu verdik (tatildeki tv’ye rağmen) üçü bağıran, dört eski bakanı…
Neden bağırıyorlar! Bilmiyorum desem olmaz, fakat psikologlar
bunu çok daha güzel anlatır onlara bırakalım.
Asıl merak ettiğim, susan bakan… Neden sustu?!..
Bu suçta ortaklarım da var
dercesine ilk karşı çıkan bakan.
Neden sustu?!..
Aslında o bağıranların anlamasın diye çırpınışları boşuna,
halkın %90’ı için bu işin (%10 olanlardan habersiz), gizlisi-saklısı kalmamış
artık. Her şey ayan beyan ortada…
Fakat, bence taraftar dostça davranmadı bakan ve
başbakanlarına. Diyemedi; bağırmayın, ben size güveniyorum, onlar siz
değilsiniz. Haydi, siz de çıkın ortaya kanıtlayın; bu sesin, bu evin, bu
kasanın, bu paraların, bu takıların size ait olmadığını, çıkın karşısına
savcının, hâkimin aklanın. Demediler, diyemediler.
Taraftar takım tutarcasına; vicdanın sesini bastırıp, pek çok
şeyi yok sayıp, helal olsun der gibi: Bal tutan parmağını yalar. Veya Yedi,
fakat iş de yaptı… Deyip, aklamaya çalışıyor yolsuzluğu kutsayan sözlerle.
Karşı taraf ise; vay be!.. Bunca bilgi, bunca belge yok
sayıldı, bu kez de onlar kazandı, biz yenildik! Deyip kendi dışında
aradı/arıyor suçluları…
Kaynaksız güç olmaz. Bu güç bir olmaktır, ötekileştirmeden,
severek, sayarak çoğalmak, biz olmaktır ayrımsız.
Kaynaksız ışık huzmesi olmaz. Işık huzmesi oluşturmak
ise; hep birlikte, görmeyeni bir daha, bir daha görmekle, saflara katmakla…
Emin Toprak- DOSTÇA
Bu yazı:
http://blog.milliyet.com.tr/ucu-bagiran--dort-eski-bakan/Blog/?BlogNo=460025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder