Her niyeti iade eder tabiat:
Senin baktığın da sana bakar.
/Murathan Mungan
Her insan, yaşam boyu işinde-uğraşında; söz, ses, yazı, çizi, buluş, iyilik, kötülük... vb. eylem, söylem ve davranışlarda bulunur. İşte bu kısa-uzun süreçte her kimlik kendine özgü, her biri birer imza olan iz'ler bırakır ve bu izlerle tanınır, anılır olurlar.
Yaşam karşıtlıklar ve
karşılıklar üzerine kurulmuştur. Karşıtlıklar, olup biten olayları, karşılıklar
ise karşı tarafta bırakılan iz'leri sağlar, gösterir.
Yaşam, bir insanın zaman içinde doğal ve sosyal çevresiyle karşılıklı olarak etkileşimdir. Bu etkileşim sürecinde insanlar, doğaya ve sosyal çevreye imza atmış gibi iz'ler bırakır, o çevrelerden de iz'ler alırlar.
Herkes bulunduğu çevrede deneyimleyerek öğrenir, olgunlaşır, derinleşir, boyut kazanır ve kendine özgü davranışlarıyla "kendisi" olur. Sonra da kimliğini oluşturan bu izleri daha görünür/yaşanır kılmak için paylaşmak ister.
Çünkü paylaşmaktır bizleri
farklı kılan ve var eden.
Her tanış olduğunuz kişi
sizde, siz de onda bir iz bırakırsınız. Kimi iz'ler silinir gider daha gün son
bulmadan. Kimi iz'ler de arkadaşlık, dostluk, yoldaşlık
bağlarıyla düğümlenir ve bu bağ kalıcıdır, iki taraf çekip gitmeden terk etmez onları.
İnsanlık tarihi
boyunca süregelen iz'leri üçe ayırabiliriz:
Birincisi; hemen o anlık olup-biten iz'lerdir.
Bu iz'lerin sahipleri
sıradandır, hemen hiç dile gelmez, kök salmaz, solar, silinir, unutulur giderler.
İkincisi, çıkar için insanlığa savaş açan iz'lerdir. Bunlar; sömürür, yıkar,
öldürür, büyük acılar yaşatır, böylece unutulmaz kılarlar kendilerini…
Bu iz'ler günah kokar, acı
verir, üzer, inletir, içini oyar insanın, çağlar geçer unutulmaz.
Bu iz'lerle birlikte bu iz'lerin failleri de toplumsal belleğe kara bir leke olarak kazınır/yazılır hep lanetle anılırlar. Gerçekleri öğrenen fail yakınları da onları ve olanları utançla anar, bağlarından dolayı utanç duyarlar.
Üçüncüsü, demokrasi ve güven içinde, özgür, sağlıklı, mutlu
bireylerin olduğu bir yaşam için… Kısacası, “insanlık” için verilen mücadele,
yapılan iş, kazanım ve buluşlarla unutulmaz olan iz'leridir.
Bu iz'ler, insanlığın onur
sayfalarında yer alır, yaşam, barış ve sevinç kokarlar, insanlara mutluluk ve coşku verir, çığlıklar attırırlar.
Bu iz'ler de o iz'i bırakanlar da çağlar boyu sevgi ve saygıyla anılırlar.
***
Her öznenin birer
özelidir iz'ler.
İz'lerin bazı farklılıklarını belirtsem de genelde iç içe karışık yazdım onları. Muradım; herkesin yaşamdaki izlerini, arayıp
bulması, ayna tutup bakmasıdır kendine...
İz'lerin oluşumunda etkili
olan üç ana öge vardır: zaman, coğrafya ve insanlar. Demek ki zaman, coğrafya
ve oradaki halkın ortaklaşa (kolektif) bir ürünüdür iz'ler.
Fakat!... Ne yazık ki, 'resmi tarih' bu ortaklaşa birlikteliği hep unutur:
- Bu iz'leri, hep bir kişiye/güçlüye/kahramana özgü kılar.
- (Ve bir hatırlatma daha): İz sahibi olan; kişi/güçlü/kahraman da çoğunlukla erkektir!..
Her toplumun en büyük
korkusudur iz'siz olmak.
Budur geri kalmanın, yoksul olmanın asıl nedeni.
İz'sizlik, hiçlik duygusu verir ve o
toplumu özgüvensiz kılıp, yalnızlaştırır.
Dünyada böylesi iz'siz toplumların çoğalmaması için; insan olmayı en üst kimlik sayan, insanı merkez alan anlayışların çoğalıp, buluşması ve iyiliklerin paylaşılması gerekir.
Çevre ve tüm insanlık için barış, demokrasi, özgürlük, mutlu
bir yaşam sağlayabilen iz'ler önemli ve anlamlıdır. Sadece bir bölgeye bir kesime
çıkar sağlayan uygulama ve iz'ler ise, diğer taraf için savaşlara, felaketlere, acılara kapı açar.
“Corona Virüs Olayı”
Dünyaya korku ve yılgınlık salıp, panik yaratan “Corona Virüs Olayı”...
İşte insanlık adına ortak çözüm gerektiren bir konu:
Bu olay; soy, sop, sınır tanımayan, seri ölümlere neden olan, ekonomilere diz çöktüren tüm dünyayı ve insanlığı karşısına alan ortak bir dert.
Yazı konumuza bir örnek olarak kabul edecek olursak, bu soruna çözüm olacak her çaba, her adım: insanlık için çok saygın bir iz bırakmış olacaktır tarihe…
Ve bu soruna çare olacak buluşlar, çağlar boyu anılarak, alkışlar alacaktır.
O halde İZ'lerin yerli ve milli olması değil, insani olması önemlidir.
Senin baktığın da sana bakar.
/Murathan Mungan Her insan, yaşam boyu işinde-uğraşında; söz, ses, yazı, çizi, buluş, iyilik, kötülük... vb. eylem, söylem ve davranışlarda bulunur. İşte bu kısa-uzun süreçte her kimlik kendine özgü, her biri birer imza olan iz'ler bırakır ve bu izlerle tanınır, anılır olurlar.
Herkes bulunduğu çevrede deneyimleyerek öğrenir, olgunlaşır, derinleşir, boyut kazanır ve kendine özgü davranışlarıyla "kendisi" olur. Sonra da kimliğini oluşturan bu izleri daha görünür/yaşanır kılmak için paylaşmak ister.
Her tanış olduğunuz kişi sizde, siz de onda bir iz bırakırsınız. Kimi iz'ler silinir gider daha gün son bulmadan. Kimi iz'ler de arkadaşlık, dostluk, yoldaşlık bağlarıyla düğümlenir ve bu bağ kalıcıdır, iki taraf çekip gitmeden terk etmez onları.
Bu iz'ler de o iz'i bırakanlar da çağlar boyu sevgi ve saygıyla anılırlar.
İz'lerin bazı farklılıklarını belirtsem de genelde iç içe karışık yazdım onları. Muradım; herkesin yaşamdaki izlerini, arayıp bulması, ayna tutup bakmasıdır kendine...
Fakat!... Ne yazık ki, 'resmi tarih' bu ortaklaşa birlikteliği hep unutur:
- Bu iz'leri, hep bir kişiye/güçlüye/kahramana özgü kılar.
- (Ve bir hatırlatma daha): İz sahibi olan; kişi/güçlü/kahraman da çoğunlukla erkektir!..
Budur geri kalmanın, yoksul olmanın asıl nedeni.
İz'sizlik, hiçlik duygusu verir ve o toplumu özgüvensiz kılıp, yalnızlaştırır.
Dünyada böylesi iz'siz toplumların çoğalmaması için; insan olmayı en üst kimlik sayan, insanı merkez alan anlayışların çoğalıp, buluşması ve iyiliklerin paylaşılması gerekir.
“Corona Virüs Olayı”
İşte insanlık adına ortak çözüm gerektiren bir konu:
Bu olay; soy, sop, sınır tanımayan, seri ölümlere neden olan, ekonomilere diz çöktüren tüm dünyayı ve insanlığı karşısına alan ortak bir dert.
Yazı konumuza bir örnek olarak kabul edecek olursak, bu soruna çözüm olacak her çaba, her adım: insanlık için çok saygın bir iz bırakmış olacaktır tarihe…
Harika!!!!!Teşekkürler.
YanıtlaSil