Adalet, Vicdan, Ahlak…
Bunlar her kişi ve her toplumda bulunan çok önemli
insani değerler…
Baskıyla suskun kılınan toplumlarda, bu değerler
aşınır ve zarar görür. Bunun için o toplum ve insanları; kendileriyle barışık olmadan, huzursuz, mutsuz, özgüvensiz ve başları
öne eğik yaşarlar.
Çünkü her sağduyulu her vicdan; çevrede olup bitenleri
izler, düşünür, yorumlar. Haksızlık-adaletsizlik görürse de, karşı
çıkması için sahibinin içini kemirir, onu huzursuz kılar ve sürekli uyarır. Buna rağmen vicdan sahibi, olup bitenlere karşı çıkmaz, sessiz ve duyarsız kalırsa da ona isyan eder.
Bunun içindir ki, böyle toplumlarda çoğu kişi kendi
vicdanı ile kavgalı durumdadır.
Bunun içindir ki, böyle toplumlarda insanlar yiten değerlerini hep arar dururlar.
Ve hem de böyle toplumlara ikiyüzlü
bir ahlak egemen olur.
Çünkü:
Büyük çoğunluk, kendi vicdanının haykırış ve isyanını haklı görse de, ‘bencil’ davranır, “bana ne” der. Ve bu isyanı “sus,
sus!..” diyerek bastırır. Demek ki, topluma ikiyüzlü bir ahlak egemen olmuş, çoğu kişi dürüstlükten uzaklaşmış ve “üç maymunu” oynuyor.
Bazı kişi ve gruplar ise, kendi vicdanlarının haykırışını haklı görüp, zalime, zulme ve haksızlıklara karşı dururlar.
İşte o zaman aranan “düşman” ve “ötekiler” bulunmuş olur...
Bu “düşman” ve “ötekiler”, egemenler ve onların kukla fedailerinin hedefi haline gelir. O zalimlerin hışmına uğrar, işkence görür, kaybolur, tutuklanır ya da öldürülürler…
Artık egemenlerin doymak bilmez bir açgözlülükle yaptığı
sömürü, dayatma ve baskı düzeni etkili olmuştur. Çoğu insan, olup bitenleri içine sindiremez, adil, ahlaki bulmaz, fakat çaresizlik ve korku onların boyun eğmesini sağlar.
Böylece ‘sus düzeni' kurulmuş olur.
***
Suskun toplumda egemenler ile işbirlikçileri;
şimdiki ve gelecek çıkarları için sus düzeni kurmuşlardı ya... İşte bu düzende
dört iklim yoktur, sadece ‘korku iklimi’ vardır.
Korku ikliminin amacı: var olan düzeni korumak ve
yarını garantiye almaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için de:
Bir: Her gün kendi vicdanlarına “sus!..”
deyip, kavga eden büyük kitleyi oyalamak…
İki: Olup bitenlere susmayıp, karşı olan
(muhalefeti), ötekileştirerek, düşmanlaştırarak sindirmek ve etkisiz kılmak
gerekmektedir.
Yöntem olarak toplum mühendisliği ile algı oluşturmayı seçerler. Bu yolla, toplumun birer zenginliği olan; kimlik, dil, düşünce, inanç gibi farklılıklarını, etik
olamayan, ahlaksız söylenti, yalan, iftira, hilelerle düşmanlık, kin
ve nefrete çevirirler. Böylece toplumu kolayca bölüp parçalar, düşmanlıklar yaratırlar.
Araç olarak, kitlelere ulaşımlarını sağlayan meydanları ve sözlü-yazılı-görsel iletişim araçları olan: TV, radyo, gazeteleri etkili kullanırlar. Bunlar aracılığıyla algıya dönüştürdükleri yalanlarını hamaset yaparak anlatırlar.
(İktidar, iktidar olmanın sağladığı güçle, bu yöntem
araçları zaten kolayca ele geçirmiştir.)
Yöntem ve araçların oluşturduğu yapay algılarla; savunmasız
ve korumasız olan kişi ve gruplar kolayca ‘düşman’ ilan edilir ve onlara ‘mahalle
baskısı’ uygulanır. Hatta yaratılan bu sanal düşmanlıklar yardımıyla
kitlesel ölümlere neden olacak haksız savaşlar bile çıkartılır.
Yıllardır her akşam bazı TV kanallarında; adalet,
vicdan, ahlak diye diye topluma; adaletsizlik, vicdansızlık, ahlaksızlık
aşılıyorlar. Ve adeta “kim kime daha çok hakaret edecek” yarışması
düzenliyor gibiler.
Her gün toplumun karşısına çıkan bu kişiler, orada olamayan ve cevap
hakları yok edilmiş olanlara küfür edip hakaret yağdırıyorlar. Ve sık tekrarlarla söyledikleri bu zırvalarına, bir gün sonra kendileri de inanır hale geliyorlar.
Peki, bunlara ‘dur’ demekle görevli kurum ve
makamlar niçin susuyor!?..
Çünkü korku ikliminde, bu kişiler hiç sorgulanamaz ve ceza almazlar…
Çünkü karanlık eller korumaktadır bunları…
***
Adalet-Vicdan-Ahlak; ‘neden sonuç’
ilişkisiyle iç içe geçmiş, birbirini tamlayan, üç insani değer…
Adalet+Vicdan+Ahlak=BARIŞ
Eğer bir
toplumda:
Yargı; bağımsız-tarafsız-hukuka uygun
kararlar vererek adaleti sağlarsa...
Yönetim; demokratik-eşitlikçi uygulama
yaparak vicdanları rahatlatırsa...
İnsanlar; adil, vicdanlı, ahlaklı olursa...
İnsanlar; adil, vicdanlı, ahlaklı olursa...
İşte o zaman savaş değil BARIŞ olur.
Çok güzel ve günümüzde olup bitenleri analuz eden bir yazi.
YanıtlaSilÇok teşekkürler,keşke bunların farkında olmayanlar da okusa.
YanıtlaSilGüzel bir yazı. Günü çok güzel özetlemiş.
YanıtlaSil