Komşuluk, birbirine selam vermek, el uzatmakla başlayan en eski bir insanlık değeridir. Komşuluk bugüne gelinceye kadar pek çok toplumsal süzgeçten geçmiş, çokça deneyimle test edilmiştir.
Bu insani ilişki; komşu aileler, mahalle, köy, kent sırasını izleyerek başka ülkelere uzanarak evrenselleşir.
Bunun için her toplumun; masal, destan, öykü, roman, şiir, türkü, şarkısına konu olur. Bunun için tüm din-dil-töre-ahlak-hukuk-kültür-sanat sistemlerinde önemli bir yeri vardır.
Hemen herkes:
"Komşu dar gün dostudur, onun komşusunun malında gözü olmaz.
Komşu, komşusunu dinler-anlar, ona moral-destek verir, onun sevinç ve acılarını paylaşır..." Diyor.
Bunun için de her kültürde: "Ev alma komşu al." "Komşu komşunun külüne muhtaçtır" benzeri atasözleri vardır.
O halde, eğer günümüz ve gelecek nesillerimiz için güvenli bir yaşam istiyorsak, çocuklarımızı; komşularla dostça ilişki kuran, omuz omuza duran, barışık bireyler olarak eğitmeliyiz.
O zaman da insanlar göz-göze konuşur, birbirine el uzatır, duygudaş olur ve birbirlerine kötülük değil iyilik dilerler.
Çünkü, duygudaşlık, birlikte yol almanın en güçlü yakıtı olan sinerjidir. Sinerji, güçlerin toplamından daha büyük olan kuraldışı bir insani güçtür. Bu güç saygıyı esas alır ve insanlığa; onurlu-güvenli-huzurlu kazanımlar sağlar. Tarafların karşılıklı; sevgi-saygı-güven-dürüstlük ile devam eder. Başkalarına zarar vermeyip, içişlerine karışmadıkça da sürüp gider.
Her ailede olduğu gibi her komşunun da iç sorunlar vardır. "Komşuluk" için yaşayarak oluşmuş bazı etik kurallar vardır. "Birbirinin içişlerine karışmama" en öncelikli ve önemli kuraldır. Bu kural gereği sorunları ile baş etmeyi, komşularımıza bırakmalı, eğer o isterse yardım etmeliyiz. Eğer komşusunun içişlerine izinsiz karışılırsa o zaman komşuluk biter.
Komşular arasındaki; inançsal, sosyal, politik, ekonomik, kültürel bazı farklılıklar da sorun üretebilir. Böylesi sorunlara da ancak karşılıklı saygı, güveni esas alan barışçı bir dille çözüm bulunabilir.
***
Komşumuz Suriye
Osmanlı İmparatorluğu, pek çok etnik grup ve inancı barındırıyordu.Peki, komşumuz Suriye'de neler neler olmuştu:
Temmuz 2011'de ABD, İngiltere, Fransa gibi emperyalist güçlerinin isteği ve Türkiye'nin katkısıyla Suriye'deki despot rejimi yıkmak için iç savaş başlamıştı.
Böylece Türkiye-Suriye komşuluğu ve dostluğu son bulmuş, Esad, Eset olmuştu.
Çatışmalarda büyük acılar yaşayan Suriye halkı can derdine düşüp, evini-barkını bırakmış ve çok büyük gruplar halinde komşu ülkelere, en çok da Türkiye'ye sığınmıştı.
Rusya ve İran'ın desteklediği Suriye rejimini yıkmak için 29 Temmuz 2011'de firari Suriyeli subaylarca "Özgür Suriye Ordusu" (ÖSO), 2017'de Türkiye'nin; finansman, eğitim ve askeri desteğiyle "Suriye Milli Ordusu" (SMO) kuruldu."Fırat Kalkanı Harekâtı 24.08.2016"-"İdlib operasyonu":8.10.2017,
- Pek çok kişi işgal edilen Afrin'i Türkiye’nin 82’nci kenti saydı.
- Hatay'dan yönetilmeye başlandı ve parası TL, dili Türkçe oldu.
- Telefon sistemi, okul, sağlık ocağı, hastane, elektrik sistemleri Türkiye'ye bağlandı.
- Kentin güvenliği TSK tarafından yetiştirilen ÖSO verildi.