Gözyaşları perdelediği için mesajları okumakta zorluk çekiyor ve yanaklarının alevlendiğini hissediyordu. Hemen lavaboya koştu, aynaya hiç bakmadan yüzünü, boğazını, ensesini sıkıca ovarak, bol suyla uzun süre yıkadı.
O an, babasının ailesi ve biricik kızı için beklenti-özlem-istekleri yankılandı içindeki derinlerde. "Meğer o gerçekleşmemiş beklentiler, gelecek ve böylesi günler içinmiş!.. Eğer damadı ve torunları olmuş olsaydı, onlar yapardı bugünkü insani hizmetleri. O zaman da sevgili eşi ve biricik kızı şimdiki gibi yapayalnız kalmazdı. İşte bu çaresizlik bu çıkışsızlık yüzündendi o an yaşadıkları ve annesinin çevresine boş boş bakışları."
Sonra ürkerek uykudan uyanmış gibi oldu ve mesajlara bakmak için şarja takılı telefonu eline aldı, gelen mesajların tümünü yeniden okudu.
Okul müdürü; "Birsen Hanım; bugün okula gelmediğiniz için telefonla sizi çok aradım cevap alamadım, evinize İsmet'i gönderdim yokmuşsunuz, ev sahibiniz de bilmiyormuş. Öğrenciler, veliler, öğretmenler olarak hepimiz endişe içindeyiz... Lütfen bize haber veriniz." -diyordu.
Bunun üzerine tüm mesajlara cevap olabilecek ortak bir metin yazmaya karar verdi ve hemen hazırladı: