Tüm
canlıların varlık nedeni ve hepimizin kutsalı olan birer annemiz, bir de bu
özelliklerine toplumsal boyut ekleyen annelerimiz var. (Herkesin annesine dair
sevgi, saygı ve duygularını anlatmasını kendisine bırakıp…) Sizlerle, yaşadığı acılara yenik düşmemeden, kendisi
gibi olanların tarafı olmuş, hakkını aramış, toplumsal ve çevresel sorunların
çözümünde yer alıp, önderlik yapmış anneleri konuşalım istedim biraz.
İlk
örnek sanal alemden bir anne, bu anne; Sosyalist Düşünce tarihinde ve dünya
edebiyatında önemli bir yeri olan Maksim Gorki ( Aleksey Maksimoviç Peşkov 1868- 1936)’nin “Ana” isimli romanının başkahramanı Nilovna.
Nilovna, Çarlık Rusya’sının (1900’lü ilk
yılları) bir kasabasında, yoksul bir işçi olan kocası ve oğlu Pavel ile birlikte yaşıyorlarken (kendisine
sık sık şiddet uygulayan) kocası ölür. Bu ölüm sonrasında Nilovna, devrimci bir
işçi olan oğlunun sosyal çevresine girer ve okuma-yazmayı öğrenir. Ayrıca bu
çevrede sosyalist felsefe ile tanışır. Bu felsefe ile insanları, sömürüyü,
sınıfsal farklılıkları, olayları ve kısacası dünyayı tanıyıp yorumlamaya başlar.
Oğlu Pavel hapiste iken, işçi olarak bir fabrikaya girer, orada ezilenlerin
savunucusu, hak arayıcısı olarak eylemlere katılır. Kısacası, kendi insan
haklarını bilmeyen, gördüğü baskıya karşı çıkamayan birinin, bilinçlenerek;
kendisine benzer yaşanmışlıkları olan nicelerine ulaşıp, onlara rehber ve önder
olan bir halk savaşçısını anlatmaktadır.
***
Yurdumuzdan anneler:
Dünyada, kendi acıları/sorunları ile başa çıkıp da
topluma örnek ve önder olmuş (“Nilovna” benzeri) nice gerçek anneler vardır. Yurdumuzda
bu annelerin sayısı o kadar çok ki, ben sadece yakın zamanda toplumsal dayanışma
içinde olan hepinizin tanıdığı bazı grupları anmak istedim, af ola…
Cumartesi
Anneleri: (27 Mayıs 1995'ten beri Galatasaray meydanında oturma
eylemleri düzenleyen Cumartesi Anneleri
yüzlerce katılımcısı ile birlikte 580. kez buluşmasını yapan bir sivil itaatsizlik grubudur.)
Bu
anneler; 12 Eylül 1980 darbesi dönemi ve sonraki yıllarda gözaltına alınmış
ancak bir daha haber alınamayan çocukları ve yakınları için bir araya gelip
acılarını paylaşan annelerdir. (Aslında bunların katilleri/failleri belli,
fakat açıklanıp, cezalandırılmıyor yani derinlikler içinde karanlık birileri.) …
Roboski anneleri:
(28 Aralık 2011
akşamı Türk Hava Kuvvetleri savaş uçaklarınca, Şırnak-Uludere yakınlarındaki
Irak topraklarına atılan bombalarla öldürülen 34 Kürt kökenli vatandaşın annelerin
grubu.)
Öldürülenlerin 17’si çocuk yaşta, diğerleri de daha
çok gençti. Bu anneler çocuklarının cesetlerini bütün olarak değil, parça parça
toplayıp gömmüşlerdi. Ve tek bir amaçları vardı onların o da; bu olaya sebep
olan “vur emri” verenlerin açıklanıp, cezalandırılması… Ve (failleri
bilinse de) açıklanmadı, yargılanmadı!… Annelerin acıları devam ediyor. Bu
anneler, yaşadıklarına benzer büyük acılar yaşamış olan Cumartesi Anneleri, Gezi Anneleri ve Somalı Annelerini ziyaret edip, acılarını paylaşarak örnek
bir dayanışma gösterdiler.
Gezi anneleri: (Taksim Gezi parkında
başlayıp, ülke çapında yaygınlaşan olaylarda sevdiklerini kaybedip, büyük acılar
yaşamış anneler grubu.)
28 Mayıs 2013 günü çevreci gençlerin, Taksim Gezi Park’ını talan ve tahripten
korumak için başlattığı çevreci eylemleri, aşırı şiddetle bastırılmaya çalışılıp,
pek çok gencin ölümü, pek çoğunun sakat kalmasına neden olunmuştu. Bu eylemlere
destek vermek ve ölümleri protesto etmek amacıyla yurdun pek çok yerinde
gösteriler yapılmış, buralarda da büyük acılar ve ölümler yaşanmıştı.
Soma ve Ermenek anneleri: (Gerekli önlemler alınıp, uygun çalışma koşulları
sağlanmadığından kömür madeninde altı ay içinde yaşanan iki büyük kazanın acılı
anneleri grubu.)
13 Mayıs 2014'te, Manisa–Soma kömür madeninde 301
madencinin ölümüyle sonuçlandı...
28 Ekim 2014’te, Karaman-Ermenek kömür madeninde
ise, 18 madenci hayatını kaybetti…
Suruç / Ankara/ Sultanahmet/Beyoğlu… Katliamı anneleri:
(20 Temmuz 2015'te Urfa-Suruç’ta ve 10 Ekim 2015'de Ankara-Ulus’ta ve
sonrası günlerde pek çok yerde canlı bomba eylemleriyle yakınlarını yitiren
anneler grubu.)
Urfa-Suruç’da toplanıp İŞİD’in yerle bir ettiği
Kobani’deki çocuklara ilaç-oyuncak-giyecek götürmek isteyen Sosyalist
gençlere canlı bomba saldırısı, 34 ölü, pek çok yaralı… Soruşturmasındaki
gizlilik halen devam ediyor…
10
Ekim'de Ankara Garı önünde pek çok sivil toplum örgütünün katılımıyla düzenlen
Barış Mitingi daha başlamadan kana bulandı, katliamda 103 kişi öldü, pek çok
yaralı… 17 Şubat 2016 Ankara'da askerî servis otobüslerinin arasında
patlatılan bomba 28 kişi öldü, pek çok yaralı….
Sur/Cizre/Nusaybin/Silopi/Yüksekova/Silvan/Lice/Şırnak
... Anneleri: (7 Haziran 2015 ten sonra büyük
kıyım ve acılar yaşayan ve yaşamaya devam eden anneler)
Eğer
halen sağ kalabilmişlerse, bu annelerin pek çok yarası var, kiminin bebeleri,
çocukları, gençleri, eşleri, yaşlı-anne-babaları öldürülmüş bu da pek çoğu
yaralı ve sağ kurtulanların ise evi barkı kalmamış, zorunlu göçe zorlanmış
perişan…
Biliyorum bunları okuyunca hemen hendek muhabbeti başlatanlar
olacaktır.
Böyle düşünenler lütfen bu soruları kendinize sorup iç seslerinize
kulak veriniz.
Bu hendekleri kapatmak
için birilerinin evinin yakılıp, yıkılması, evinde kalanın ölmesi mi gerekiyor?
/Size, evinizi yıkıp yakacağız, hemen
buradan çıkın gidin deseler, çıkıp gider misiniz?”/Belki kimin yıkıp,
yaktığı, öldürdüğü konusunda bazı bilinmezlikle vardır, bu soruşturulup açığa
çıkarılabilir, fakat tartışılmaz gerçek var ki oda; “Devletin görevi, vatandaşın can ve mal güvenliği sağlamaktır” peki
ortaya çıkan bu sonuç, bu görevin yapıldığını gösteriyor mu? /(Son soru): Şimdi ne oldu, hendeklerle
birlikte yaşamda yok olmadı mı?
İşte
bu soruların tüm sonuçlarını yaşayan anneler bunlar… Ve bunlar, henüz yasını
tutamamış, acısını yaşamamış, yarası
taptaze, evi barkı olmayan anneler… Yani yapayalnız ve henüz acılarıyla baş başa…
Yeşil Yol /
Artvin Cerattepe / Validebağ/Soma Yırca Köyü/…anneleri: (Doğal hayat, canlı, bitki
çeşitliliği, toprak, su, hava, dağ, ova, orman ve tüm çevreyi,
tarihsel-kültürel birikimi, yerleşim ve yaşayanlarını korumak isteyen grup)
Bu
annelerin amacı; çıkarları için toplumun yaşam kaynaklarını talan edip,
geleceğini tehlikeye atanlara ve onlara bu fırsatları sunan işbirlikçilerine
karşı yapılan bir mücadele…
***
Baştan
beri anlatageldiğim kıyımlar, acılar, felaketler nice nice ocağı söndürdü,
niceleri yetim/öksüz/evlatsız kaldı, nicelerinin “anasını ağlattı.” Ama bu
yaşanmışlıklara sebep olanların hiçbiri hak ettikleri cezaları almadı, kimi
kahraman (!) kimi zengin oldu...
İşte bu yanlı ve
yanlış gidişe karşı çıkan, dur diyenlerin başında hep anneler olmuştu. Onlar hep
çoğalacak ve de var olacaklar…
Bugün
Anneler Günü, bu günü kutlarken hep acıları
yazdığım için çok üzgünüm. Ama annelerimiz her gün bunca acıyı yaşarken ben ne
yazabilirdim ki?
Bugün Anneler Günü, kendi
derdini bazen öteleyen, “önce biz” deyip
herkesi kucaklayan annelerimiz ile birlikte tüm annelere sevgi ve saygılarımla…
Bu
yazı radikalyazar.com’da:
http://www.radikalyazar.com/gorkinin-anasi-annelerimiz/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder