13 Mayıs 2016 Cuma

Gorki’nin “ana”sı ve bizim annelerimiz



Tüm canlıların varlık nedeni ve hepimizin kutsalı olan birer annemiz, bir de bu özelliklerine toplumsal boyut ekleyen annelerimiz var. (Herkesin annesine dair sevgi, saygı ve duygularını anlatmasını kendisine bırakıp…)  Sizlerle, yaşadığı acılara yenik düşmemeden, kendisi gibi olanların tarafı olmuş, hakkını aramış, toplumsal ve çevresel sorunların çözümünde yer alıp, önderlik yapmış anneleri konuşalım istedim biraz.

İlk örnek sanal alemden bir anne, bu anne; Sosyalist Düşünce tarihinde ve dünya edebiyatında önemli bir yeri olan Maksim Gorki ( Aleksey Maksimoviç Peşkov 1868- 1936)’nin “Ana” isimli romanının başkahramanı Nilovna.

Nilovna, Çarlık Rusya’sının (1900’lü ilk yılları) bir kasabasında, yoksul bir işçi olan kocası ve oğlu Pavel ile birlikte yaşıyorlarken (kendisine sık sık şiddet uygulayan) kocası ölür. Bu ölüm sonrasında Nilovna, devrimci bir işçi olan oğlunun sosyal çevresine girer ve okuma-yazmayı öğrenir. Ayrıca bu çevrede sosyalist felsefe ile tanışır. Bu felsefe ile insanları, sömürüyü, sınıfsal farklılıkları, olayları ve kısacası dünyayı tanıyıp yorumlamaya başlar. Oğlu Pavel hapiste iken, işçi olarak bir fabrikaya girer, orada ezilenlerin savunucusu, hak arayıcısı olarak eylemlere katılır. Kısacası, kendi insan haklarını bilmeyen, gördüğü baskıya karşı çıkamayan birinin, bilinçlenerek; kendisine benzer yaşanmışlıkları olan nicelerine ulaşıp, onlara rehber ve önder olan bir halk savaşçısını anlatmaktadır.

***

Yurdumuzdan anneler:

Dünyada,  kendi acıları/sorunları ile başa çıkıp da topluma örnek ve önder olmuş (“Nilovna” benzeri) nice gerçek anneler vardır. Yurdumuzda bu annelerin sayısı o kadar çok ki, ben sadece yakın zamanda toplumsal dayanışma içinde olan hepinizin tanıdığı bazı grupları anmak istedim, af ola…  

Cumartesi Anneleri: (27 Mayıs 1995'ten beri Galatasaray meydanında oturma eylemleri düzenleyen Cumartesi Anneleri yüzlerce katılımcısı ile birlikte 580. kez buluşmasını yapan bir sivil itaatsizlik grubudur.)

Bu anneler; 12 Eylül 1980 darbesi dönemi ve sonraki yıllarda gözaltına alınmış ancak bir daha haber alınamayan çocukları ve yakınları için bir araya gelip acılarını paylaşan annelerdir. (Aslında bunların katilleri/failleri belli, fakat açıklanıp, cezalandırılmıyor yani derinlikler içinde karanlık birileri.) …

Roboski anneleri: (28 Aralık 2011 akşamı Türk Hava Kuvvetleri savaş uçaklarınca, Şırnak-Uludere yakınlarındaki Irak topraklarına atılan bombalarla öldürülen 34 Kürt kökenli vatandaşın annelerin grubu.)

Öldürülenlerin 17’si çocuk yaşta, diğerleri de daha çok gençti. Bu anneler çocuklarının cesetlerini bütün olarak değil, parça parça toplayıp gömmüşlerdi. Ve tek bir amaçları vardı onların o da; bu olaya sebep olan “vur emri” verenlerin açıklanıp, cezalandırılması… Ve (failleri bilinse de) açıklanmadı, yargılanmadı!… Annelerin acıları devam ediyor. Bu anneler, yaşadıklarına benzer büyük acılar yaşamış olan Cumartesi Anneleri, Gezi Anneleri ve Somalı Annelerini ziyaret edip, acılarını paylaşarak örnek bir dayanışma gösterdiler.

Gezi anneleri: (Taksim Gezi parkında başlayıp, ülke çapında yaygınlaşan olaylarda sevdiklerini kaybedip, büyük acılar yaşamış anneler grubu.)

28 Mayıs 2013 günü çevreci gençlerin, Taksim Gezi Park’ını talan ve tahripten korumak için başlattığı çevreci eylemleri, aşırı şiddetle bastırılmaya çalışılıp, pek çok gencin ölümü, pek çoğunun sakat kalmasına neden olunmuştu. Bu eylemlere destek vermek ve ölümleri protesto etmek amacıyla yurdun pek çok yerinde gösteriler yapılmış, buralarda da büyük acılar ve ölümler yaşanmıştı.
Soma ve Ermenek anneleri: (Gerekli önlemler alınıp, uygun çalışma koşulları sağlanmadığından kömür madeninde altı ay içinde yaşanan iki büyük kazanın acılı anneleri grubu.)
13 Mayıs 2014'te, Manisa–Soma kömür madeninde 301 madencinin ölümüyle sonuçlandı...

28 Ekim 2014’te, Karaman-Ermenek kömür madeninde ise, 18 madenci hayatını kaybetti…

Suruç / Ankara/ Sultanahmet/Beyoğlu… Katliamı anneleri: (20 Temmuz 2015'te Urfa-Suruç’ta ve 10 Ekim 2015'de Ankara-Ulus’ta ve sonrası günlerde pek çok yerde canlı bomba eylemleriyle yakınlarını yitiren anneler grubu.)
Urfa-Suruç’da toplanıp İŞİD’in yerle bir ettiği Kobani’deki çocuklara ilaç-oyuncak-giyecek götürmek isteyen Sosyalist gençlere canlı bomba saldırısı, 34 ölü, pek çok yaralı… Soruşturmasındaki gizlilik halen devam ediyor…

10 Ekim'de Ankara Garı önünde pek çok sivil toplum örgütünün katılımıyla düzenlen Barış Mitingi daha başlamadan kana bulandı, katliamda 103 kişi öldü, pek çok yaralı… 17 Şubat 2016 Ankara'da askerî servis otobüslerinin arasında patlatılan bomba 28 kişi öldü, pek çok yaralı….

Sur/Cizre/Nusaybin/Silopi/Yüksekova/Silvan/Lice/Şırnak ... Anneleri:  (7 Haziran 2015 ten sonra büyük kıyım ve acılar yaşayan ve yaşamaya devam eden anneler)

Eğer halen sağ kalabilmişlerse, bu annelerin pek çok yarası var, kiminin bebeleri, çocukları, gençleri, eşleri, yaşlı-anne-babaları öldürülmüş bu da pek çoğu yaralı ve sağ kurtulanların ise evi barkı kalmamış, zorunlu göçe zorlanmış perişan… 
Biliyorum bunları okuyunca hemen hendek muhabbeti başlatanlar olacaktır. 

Böyle düşünenler lütfen bu soruları kendinize sorup iç seslerinize kulak veriniz.

Bu hendekleri kapatmak için birilerinin evinin yakılıp, yıkılması, evinde kalanın ölmesi mi gerekiyor? /Size, evinizi yıkıp yakacağız, hemen buradan çıkın gidin deseler, çıkıp gider misiniz?”/Belki kimin yıkıp, yaktığı, öldürdüğü konusunda bazı bilinmezlikle vardır, bu soruşturulup açığa çıkarılabilir, fakat tartışılmaz gerçek var ki oda; “Devletin görevi, vatandaşın can ve mal güvenliği sağlamaktır” peki ortaya çıkan bu sonuç, bu görevin yapıldığını gösteriyor mu? /(Son soru): Şimdi ne oldu, hendeklerle birlikte yaşamda yok olmadı mı?

İşte bu soruların tüm sonuçlarını yaşayan anneler bunlar… Ve bunlar, henüz yasını tutamamış,  acısını yaşamamış, yarası taptaze, evi barkı olmayan anneler… Yani yapayalnız ve henüz acılarıyla baş başa…

Yeşil Yol / Artvin Cerattepe / Validebağ/Soma Yırca Köyü/…anneleri: (Doğal hayat, canlı, bitki çeşitliliği, toprak, su, hava, dağ, ova, orman ve tüm çevreyi, tarihsel-kültürel birikimi, yerleşim ve yaşayanlarını korumak isteyen grup)

Bu annelerin amacı; çıkarları için toplumun yaşam kaynaklarını talan edip, geleceğini tehlikeye atanlara ve onlara bu fırsatları sunan işbirlikçilerine karşı yapılan bir mücadele…

***

Baştan beri anlatageldiğim kıyımlar, acılar, felaketler nice nice ocağı söndürdü, niceleri yetim/öksüz/evlatsız kaldı, nicelerinin “anasını ağlattı.” Ama bu yaşanmışlıklara sebep olanların hiçbiri hak ettikleri cezaları almadı, kimi kahraman (!)  kimi zengin oldu...

İşte bu yanlı ve yanlış gidişe karşı çıkan, dur diyenlerin başında hep anneler olmuştu. Onlar hep çoğalacak ve de var olacaklar…

Bugün Anneler Günü, bu günü kutlarken hep acıları yazdığım için çok üzgünüm. Ama annelerimiz her gün bunca acıyı yaşarken ben ne yazabilirdim ki?

Bugün Anneler Günü, kendi derdini bazen öteleyen, “önce biz” deyip herkesi kucaklayan annelerimiz ile birlikte tüm annelere sevgi ve saygılarımla…


Bu yazı radikalyazar.com’da: 
http://www.radikalyazar.com/gorkinin-anasi-annelerimiz/




Yazarın diğer yazıları için tıklayınız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder